Söyle demisti: "Ey Rabbim! Süphesiz (artik öyle bir durumdayim ki) benim kemigim
zayiflayip gevsedi ve basim(in saçi) bembeyaz alev gibi tutustu. Sana dua
etmekle de ey Rabbim, hiçbir zaman bedbaht olmadim."
(Allah yahut Cebrail ona söyle) dedi: "Dedigin gibidir, (fakat) Rabbin buyurdu
ki, bu isi yapmak bana kolaydir. Nitekim bundan önce seni yarattim. Halbuki sen
hiçbir sey degildin."
Zekeriyya söyle dedi: "Rabbim! Bana almet ver." Allah: "Senin almetin,
sapasaglam oldugun halde, üç gün, üç gece insanlarla konusamaz hale gelmendir."
buyurdu.
(Ey Muhammed!) Kur'n'daki Meryem kissasini da an (insanlara anlat). Hani o,
ailesinden ayrilarak (evinin veya mescidin) dogu tarafinda bir yere çekilmisti.
Melek: "Bu, dedigin gibidir. Ancak Rabbin buyurdu ki: Bu (babasiz çocuk vermek),
bana pek kolaydir. Hem biz onu nezdimizden insanlara bir mucize ve rahmet
kilacagiz. Hem, bu önceden (ezelde) kararlastirilmis bir istir." dedi.
"Ye, iç, gözün aydin olsun. Eger insanlardan birini görürsen, ben Rahmn (olan
Allah)a bir oruç (susmak) adadim. Onun için bugün hiçbir kimseyle
konusmayacagim" de.
Süphesiz biz bütün yeryüzüne ve üzerindekilere varis olacagiz. Ve onlar da
mutlaka bize döndürüleceklerdir. {*} Iste budur, ta besikten tekrar dirilmesine
kadar öyle dogan ve o sözleri söyleyen bir kuldur. {*} Hakk (olan Allah)in
bildirdigine göre Meryem'in oglu Isa {*} ki hakkinda tartisip duruyorlar.
Görülüyor ki sûrenin basindan beri ve buradan da sonuna kadar yetler, hep elif
fsilasiyla biterken, sûrenin bu bölümünde yalniz yedi yet "Nûn ve Mim"
fsilasiyla islenmis bir çerçeve içine alinmistir. Bu da gösterir ki bu yetler,
bu sûrenin asil maksadini anlatan karar mahiyetindeki yetlerdir ki, basta
Allah'a çocuk isnadini {*} "Allah'in çocuk edinmesi hiçbir zaman olur sey
degildir. O'nu tenzih ederiz." yetiyle reddedip Allah'i tenzih etmekte ve
Isa'nin dilinden de {*} "Allah benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. O'na
kulluk ediniz. Iste bu dogru bir yoldur." demek suretiyle tevhide davet
etmektedir. Bu yet, ta yukaridaki {*} "Ben Allah'in kuluyum." (19/30) cümlesine
atfedilmistir. Dolayisiyla {*} "Allah, benim Rabbimdir, dedi" demek olup Isa'nin
konusmasinin bir devamidir (l-i Imran Sûresi'nde geçen benzeri yetin tefsirine
de bkz: 3/51). Eldeki Incillerde de kendisine yer verilen bu söz, onun
peygamberliginde, davetinin özünü teskil ettigi ve tevhid inancini net bir
sekilde ifade ettigi için, burada tekrar sözkonusu yapilmistir. {*} Sonra
firkalar kendi aralarinda ihtilafa düstüler. Yahudiler bir türlü söyledi.
Hiristiyanlarin kendi firkalari da degisik tartismalarin içine girdiler; bir
kismi Allah'in oglu dediler, bir kismi da Allah'in kendisidir, yere indi sonra
göge çikti dediler; diger bir kismi ise üçün biri dediler. Saglam bir grup da
Allah'in kulu ve peygamberi oldugunu tasdik ettiler. {*} "Vay haline o küfreden
kimselerin!{*}"
Babasi "Ey Ibrahim! Sen benim ilhlarimdan yüz mü çeviriyorsun? Yemin ederim ki,
eger (onlari kötülemekten) vazgeçmezsen, seni muhakkak taslarim. (gerçektenveya
söz ile- sana tas atarim). Haydi uzun bir müddet benden uzak ol" dedi.
"Ben, sizden ve Allah'tan baska taptiginiz seylerden çekilip ayrilirim da
Rabbime dua (ibadet) ederim. Rabbime yalvarisimda mahrum kalmayacagimi umarim."
Ibrahim, kavminden ve onlarin Allah'tan baska ibadet ettikleri seylerden
uzaklasinca, biz ona Ishak'i ve (Ishak'in oglu) Yakub'u ihsan ettik. Ve hepsini
de peygamber yaptik.
Iste bunlar, Allah'in kendilerine nimetler verdigi peygamberlerden, dem'in
soyundan ve gemide Nuh ile beraber tasidiklarimizin neslinden, Ibrahim ve
Israil'in soyundan, hidayete erdirdigimiz ve seçtigimiz kimselerdir. Kendilerine
Rahmn (olan Allah)in yetleri okundugu zaman aglayarak secdeye kapanirlardi.
Sonra bunlarin ardindan öyle bir nesil geldi ki, namazi terkettiler, heva ve
heveslerine uydular; onlar bu taskinliklarinin karsiligini mutlaka
göreceklerdir. (Cehennemdeki "Gayya" vadisini boylayacaklardir.)
"(Cebrail dedi ki: Ey Muhammed!) "Biz senin Rabbinin emri olmadikça inmeyiz.
Önümüzdeki ve ardimizdaki (bütün geçmis ve gelecek seyler) ve bunlarin
arasindakiler hep O'nundur. Rabbin de (seni) unutmus degildir?"
O, göklerin, yerin ve aralarindakilerin Rabbidir. O halde, O'na ibadet et ve
O'na ibadet etmekte sabirli ol. Hiç sen Allah'in ismini tasiyan baska birini
bilir misin?
Rabbine andolsun ki biz onlari (öldükten sonra dirilmeyi inkr eden kfirleri)
seytanlari ile beraber elbette ve elbette mahserde toplayacagiz. Sonra onlari
muhakkak cehennemin etrafinda dizleri üstü hazir bulunduracagiz (ki
cennetlikleri görüp hasret çeksinler.).
yetlerimiz kendilerine apaçik okundugu zaman, o inkr edenler, iman edenlere
dediler ki :"Bu iki zümreden (Mümin ve kfirlerden) hangisi mevki bakimindan
daha iyi, meclis ve topluluk itibariyle daha güzeldir?"
Onlara de ki: "Kim sapiklik içinde ise, Rahmn ona mal ve evlatça ziyadelik ve
azginliginda mühlet verir. Nihayet kendilerine vaad edilen azabi, yahut kiyamet
günü cehennemi gördükleri vakit, artik bilecekler kimin mevkii daha fena ve
yardimcilari daha zayifmis.
Allah, hidayeti kabul edenlere, daha çok hidayet verir. Baki kalacak olan salih
ameller, Rabbinin katinda sevap bakimindan da daha hayirlidir, sonuç bakimindan
da daha hayirlidir.