Kulu Muhammed'i geceleyin, Mescid-i Haram'dan kendisine bazi yetlerimizi
göstermek için, etrafini mübarek kildigimiz Mescid-i Aks'ya götüren Allah, her
türlü noksan sifatlardan münezzehtir. Süphesiz ki her seyi hakkiyla isiten,
hakkiyla gören O'dur.
Biz Israilogullari'na Tevrat'ta su hükmü verdik: "Muhakkak siz, yeryüzünde iki
defa fesat çikaracaksiniz ve muhakkak büyük bir yükselisle yükseleceksiniz."
Birincisinin zamani gelince,üzerinize güçlü kuvvetli kullarimizi gönderdik.
Onlar, evlerin aralarina girip arastirdilar. Bu yerine getirilmesi gereken bir
vaad idi.
Eger iyilik ederseniz, kendinize iyilik etmis olursunuz ve eger kötülük
ederseniz yine kendinizedir. Artik diger fesadinizin zamani gelince, yüzlerinizi
üzüntüye sokmalari, kötülük yapmalari ve ilk kez girdikleri gibi yine Beyt-i
Makdis'e girmeleri, ele geçirdikleri yerleri mahvetmeleri için onlari tekrar
gönderecegiz.
Biz geceyi ve gündüzü varligimiza delalet eden birer delil kildik. Sonra
Rabbinizden bir lütuf aramaniz, yillarin sayisini ve hesabini bilmeniz için
gecenin karanligini silip (yerine) esyayi aydinlatan gündüzün aydinligini
getirdik. Iste biz her seyi uzun uzadiya anlattik.
Kim dogru yola gelirse sirf kendi iyiligi için gelir. Kim de saparsa ancak kendi
aleyhine sapar. Hiçbir günahkar baskasinin günah yükünü çekmez. Biz bir
Peygamber göndermedikçe, hiç kimseye azab edecek degiliz.
Biz bir ülkeyi yok etmek istedigimiz zaman, simarik varliklilarina emrederiz,
onlar itaat etmeyip orada kötülük islerler. Böylece, o ülke helaka müstahak
olur, biz de onu yerle bir ederiz.
Her kim pesin isterse, dünyada ona, istedigimiz kimseye, diledigimiz kadarini
pesin veririz. Sonra ona cehennemi hazirlariz; kinanmis ve (rahmetimizden)
kovulmus olarak oraya girer.
Bak! Onlarin bir kismini digerine nasil üstün kildik! Elbette ahiret, hem
dereceler bakimindan daha büyüktür, hem de üstünlük bakimindan daha büyüktür.
Rabbin kesin olarak sunlari emretti: Ancak kendisine ibadet edin, anne ve babaya
iyilik edin. Onlardan biri veya her ikisi senin yaninda yaslanirsa, sakin onlara
"öf" bile deme ve onlari azarlama. Ikisine de tatli ve güzel söz söyle.
Ikisine de aciyarak tevazu kanatlarini indir. Ve söyle de: "Ey Rabbim! Onlarin
beni küçükten terbiye edip yetistirdikleri gibi, sen de kendilerine merhamet
et."
Gerçekten senin Rabbin, kullarindan dilediginin rizkini genisletir ve diledigini
kisar. Süphesiz ki Allah, kullarinin durumlarindan haberdardir, her seyi
görendir.
Hakli bir sebep olmadikça, Allah'in öldürülmesini haram kildigi cani öldürmeyin.
Kim haksiz yere öldürülürse, biz onun velisine bir yetki verdik. O da öldürmede
asiri gitmesin. Çünkü ona (dinin kendisine verdigi yetki ile) yardim olunmustur.
Yetimin malina da yaklasmayin. Ancak rüsdüne erinceye kadar en güzel bir sekilde
yaklasabilirsiniz. Ahdi de yerine getirin. Çünkü verilen sözde elbette
sorumluluk bulunuyor.
Iste bunlar, Rabbinin sana vahyettigi hikmetlerdendir. Sakin Allah'la beraber
baska bir ilh uydurma. Aksi halde kötülenmis ve Allah'-in rahmetinden
uzaklastirilmis olarak cehenneme atilirsin.
Biz, bu Kur'n'da akillarini baslarina almalari için türlü sekillerde (ikaz ve
ihtari) açikladik. Fakat bu açiklamalar ancak onlarin nefretini artirmistir.
Yedi gök, yer ve bunlarin içinde bulunanlar, Allah'i tesbih ederler. O'nu hamd
ile tesbih etmeyen hiçbir varlik yoktur. Fakat siz, onlarin tesbihlerini iyi
anlamazsiniz. Süphesiz O, halimdir çok bagislayandir.
Ve kalblerinin üzerine, Kur'n'i anlamalarina engel perdeler geçiririz ve
kulaklarina bir agirlik veririz. Rabbini Kur'n'da bir tek olarak andigin zaman
da ürkerek arkalarina döner kaçarlar.
Biz onlarin, seni dinlerken nasil dinlediklerini çok iyi biliriz. Birbiriyle
fisildasirlarken de o zalimlerin: "Siz büyülenmis bir adamdan baskasina
uymuyorsunuz!" dediklerini biz çok iyi biliriz.
"Isterse gönlünüzde büyüyen baska bir yaratik olun, (Muhakkak öldürülecek ve
diriltileceksiniz.) "Onlar: "Bizi kim tekrar diriltecek?" diyecekler. De ki:
"Sizi ilk defa yaratmis olan o kudret sahibi." Sana baslarini sallayarak: "Ne
zamandir bu." diyecekler. De ki: "Yakin olmasi gerekir!".
Mümin kullarima söyle de (kfirlere) en güzel olan sözü söylesinler. Çünkü
seytan aralarina fesat sokar. Süphesiz seytan, insan için apaçik bir düsmandir.
Rabbin göklerde ve yerde olan kimselerin hepsini en iyi bilendir. Andolsun ki
biz, peygamberlerin kimini kimine üstün kildik. Davud'a da Zebur'u verdik.
De ki: "Allah'tan baska, ilh oldugunu sandiginiz seyleri çagirin, size yardim
etsinler. Onlar, ne sizden sikintiyi kaldirabilirler, ne de degistirebilirler.
Onlarin yalvardiklari da, Rablerine daha yakin olmak için vesile ararlar. Ve
O'nun merhametini umarlar, azabindan korkarlar. Çünkü Rabbinin azabi korkunçtur.
Hiç bir sehir (halki) yoktur ki, kiyamet gününden önce biz onu helak etmeyelim,
yahut siddetli bir azab ile azablandirmayalim. Bu, Kitap'ta (Levh-i Mahfuzda)
yazilidir.
Bizi, yetler (mucizeler) ve peygamber göndermekten alikoyan sey, ancak
öncekilerin onlari yalanlamis olmalaridir. Semûd'a, açik bir mucize olarak o
disi deveyi vermistik de ona zulmetmislerdi (deveyi bogazlayarak kendilerine
yazik etmislerdi). Oysa biz, o mucizeleri ancak korkutmak için göndeririz.
Vaktiyle sana söyle vahyettigimizi hatirla: "Süphesiz Rabbin insanlari
kusatmistir." (Isr gecesi) sana açikça gösterdigimiz o temsyi ve Kur'n'da
lanet edilen agaci da, yalniz insanlara bir imtihan için yapmisizdir. Biz
onlari, korkutuyoruz, fakat bu onlara ancak büyük bir taskinliktan baska bir
sonuç vermiyor.
(Yine unutma ki) Bir vakit meleklere: "dem'e secde edin" demistik. Iblis'ten
baska hepsi secde ettiler. O ise: "Ben bir çamurdan yarattigin kimseye mi secde
ederim?" demisti.
(Yine Iblis) dedi ki: "Su benden üstün kildigini gördün mü? Yemin ederim ki,
eger beni kiyamet gününe kadar ertelersen, pek azi hariç, onun zürriyetini kendi
buyrugum altina alacagim."
"Onlardan gücünün yettigini yerinden oynat. Atlilarin ve yayalarinla onlarin
üzerine yaygarayi bas! Mallarda ve çocuklarda onlara ortak ol! Ve onlara
vaadlerde bulun." Fakat seytan onlara aldatmadan baska bir sey vaad etmez.
Denizde basiniza bir felaket geldigi zaman, Allah'tan baska yalvardiginiz bütün
putlar kaybolur. Allah sizi tehlikeden kurtarip karaya çikarinca da yüz
çevirirsiniz. Zaten insan çok nankördür.
(Denizden karaya çiktiginizda) O'nun sizi karada yerin dibine geçirmeyeceginden,
yahut üzerinize tas yagdiran bir kasirga gördermeyeceginden emin misiniz? Sonra
kendinize bir vekil de bulamazsiniz.
Yoksa sizi tekrar denize döndürüp de üzerinize kasirgalar göndermeyeceginden ve
böylece ettiginiz nankörlük sebebiyle sizi bogmayacagindan emin misiniz? Sonra
bu yaptigimiza karsi, bizim aleyhimize size yardim edecek bir koruyucu
bulamazsiniz.
Andolsun ki biz, insanoglunu san ve seref sahibi kildik. Karada ve denizde
tasitlara yükledik ve temiz yiyeceklerden onlari riziklandirdik. Onlari
yarattiklarimizin birçogundan üstün kildik.
Kiyamet günü bütün insanlari önderleriyle çagiracagiz. O gün, kimin amel defteri
sag eline verilirse, iste onlar kitaplarini okuyacaklar ve en küçük bir
haksizliga ugratilmayacaklar.
(Ey Muhammed!) Az kalsin seni bile, sana vahyettigimizden baskasini bize karsi
iftira edesin diye, fitneye düsüreceklerdi ve o takdirde seni dost
edineceklerdi.
Günesin batiya kaymasindan, gecenin karanligina kadar (belirli vakitlerde)
geregi üzere namazi kil, bir de sabah namazini kil. Çünkü sabah namazinda, gece
ve gündüz melekleri hazir bulunur.
Gecenin bir kisminda da sadece sana mahsus bir nafile olmak üzere uykudan kalk,
Kur'n ile teheccüd namazi kil, Rabbinin seni bir makam-i mahmuda (sefaat
makamina) göndermesi kesindir.